Social Icons

twitterfacebookgoogle pluslinkedinrss feedemail

14 Temmuz 2013 Pazar

Sultan Sucaeddin Veli

Sultan Şuca adıyla da anılan büyük Anadolu Velisi’nin doğum ve ölüm tarihleri konusunda kesin kayıtlar yoktur. Bu büyük velinin kişiliğiyle ilgili en çok görülen tekke yaşamı ve Anadolu Alevi kültürüne yapmış olduğu büyük hizmetlerdir.

Şucaeddin Veli Sultan’la ilgili bulunan bilgiler birbiriyle çelişmektedirler. Kimi kaynaklar, 13. yüzyılda Hacı Bektaşlar’la birlikte Horasan’dan Anadolu’ya gelmiş olarak gösterirken, birçok kaynak da onun Sultan Orhan ya da 11. Murat dönemlerinde yaşadığını göstermektedir.

Eskişehir Seyitgazi İlçesi’ne 7 km. uzaklıkta bugünkü adıyla Aslanbeyli Köyü içerisinde büyük bir zaviyesi bulunan Şucaeddin Veli Sultan`in zaviyesi bugün bile tarihe ve doğaya meydan okuyarak ayakta kalan büyük bir zaviyedir.

Sultan Şucaeddin’in ,ölümünden sonra yakın taliplerinden Esiri Mahlaslı birisi tarafından kaleme alınan Velayet Name-ı Sultan Şucaeddin adlı menkıbe zamanına ışık tutması bakımından önem taşımaktadır.

Sultan Şuca ile ilgili en büyük kaynak Aslanbeyli köyünde bulunan o muhteşem yapıdır.Bu büyük külliyede bulunan aşevleri toplantı salonu,cemevi ve okuma salonundan anlaşıldığı üzere bura da yüzlerce öğrencinin eğitim gördüğü, yatılı olarak kaldıkları ve eğitim sonucunda da Anadolu köylerine gönderildikleri anlaşılmaktadır. Sultan Şüca’nın kimliğini ve dönemin önemli velilerinden birisi olduğunu belgeleyen bu bina bugün bile benzer işlev yapabilecek durumdadır.

Sultan Şuca’nın, 8. İmam Rıza’nın soyundan geldiği, Anadolu’da birçok mürüdünün bulunduğu, kendisinin dünyalık işlerden pek hoşlanmadığı, muritleriyle birlikte çevre köyleri gezerek toplumu aydınlatma görevi yaptığı bilinmektedir.

Sultan’ın müritleri salt Anadolu ile sınırlı kalmayıp, balkanlara kadar uzanan bir yol izlemişlerdir.

Sultan Şucaeddin Veli Vilayetnamesi’nde verilen bilgilere göre çevresindeki şeyhler ve dedelerin Sultan Şuca’yı büyük bir saygıyla izledikleri, bu şeyhin izinden gittikleri yazılıdır.

Sultan Şuca tekkesinin Alevi edebiyatının, tasavvufunun okullarından olması bu tekkede birçok ozanın yetişmesine neden olmuştur. Hatta yıllar sonra bile burada görev yapan postnişinlerden bazıları şairdir. Genç Abdal olarak bilinen Alevi ozanlarından birisi bu tekkede yetişmiş, en güzel şiirlerini Sultan Şuca tekkesinde yazmıştır.

Bu büyük kulliyede bulunan Aleviliğin tarihi kaynakları ne yazık ki, 1826 tarihinde 11. Mahmut’un Alevi kültür katliamını yaparken yok olmuştur.

Sultan Şuca adına yazılan yüzlerce şiir mevcuttur. Bunlardan bazılarının kendisine ait şiirler olması ihtimali çok büyüktür. Sultan Şuca’nın mahlasıyla yazılmış şiirlere sıkça rastlanıyor.

 
 
Sultan Şuca söyler pirden veliden
Biliriz biz bizi Külü Bedadan
Hak Muhammed yolu budur Ali’den
Er yarın hak divanında bellidir

Hem Ali’sin hem Veli’sin Hızır’sın
Hak emriyle alemlere nazırsın
İsmin çağrıldığı yerde hazırsın
Tanrının aslanı Alim gel yetiş



*Alıntı Alevi Konseyi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder